Jinta ve Suzune çocukken evlerinden kaçtıktan sonra, Kadono Köyü'nün erdemli bekçisi Motoharu ve kızı Shirayuki tarafından kabul edildiler. Yerleşim yeri, sadece seçkin bir azınlığın etkileşime girmesine izin verilen tapınak bakiresi Itsukihime tarafından yönetiliyordu. Itsukihime vefat ettiğinde, yerine Shirayuki atanmıştır. Onunla iletişim halinde kalmak isteyen Jinta yıllarca özenle çalıştı ve sonunda bir sonraki nöbetçi olarak seçildi. Köyün koruyucusu olarak Jinta'nın görevi her türlü tehdidi ortadan kaldırmaktır. Bir gün, yakındaki bir ormanda bir iblisle karşılaşır. Savaşın sonunda iblis, tüm iblis türünün kaderindeki hükümdar hakkında bir bildiri yayınlar. Kesik kolunu Jinta'ya bağlar ve onu yaşlanmayan bir iblis adama dönüştürür. Jinta kendine geldiğinde Kadono yanmaktadır. Suzune kehanetteki iblise dönüşmüştür ve bir dizi yanlış anlaşılma nedeniyle Shirayuki'yi öldürüp kaçar. Yıkılmış olan Jinta, Suzune'yi yaptıklarından dolayı affedemez; onu bulmak için bir yolculuğa çıkar. Jinta Japonya'yı çağlar boyunca dolaşırken, mümkün olduğunca çok insanı saldırgan iblislerden korumaya çalışır. Sessiz anlarında, çocukluk arkadaşıyla bir kez daha karşılaştığında ne yapması gerektiğini düşünür.